Vergilerin dolaylı ve dolaysız vergiler olarak tasnif edilmesi, eski bir sınıflandırma şeklidir. James M. Buchanan’a göre dolaysız vergiler, ödemenin son olarak tasarlanan kişi üzerine yük olduğu vergilerdir. Dolaylı vergiler ise vergi yükünün yüklenicisi olarak tasarlanan kişinin, üzerindeki yükünü başkalarına devrettiği vergilerdir. Bu görüş içerisinde bütün dikkatler ayrımın gerekliliği üzerinde yoğunlaşır.
Gerçekte dolaysız vergiler, mükellefin bireysel karakterlerine uyarlanabilir. Oysa dolaylı vergiler, alıcı ve satıcıların durumuna bakılmaksızın işlemler üzerine koyulur.
Vergilerin dolaylı (vasıtalı) ve dolaysız (vasıtasız) vergiler olarak ikiye ayrılması şu kriterlere dayandırılmaktadır.
Gelir harcama kriterine göre; belli bir dönem içerisinde (genellikle takvim yılı veya hesap dönemi) gelirin düzenli ve sürekli olarak elde edilmesine ilişkin işlemleri vergilendiren vergiler dolaysız, buna karşılık, mülkiyetin el değiştirmesi, üretilen bir malın alış-verişe konu olması gibi harcama işlemlerini vergilendiren vergiler ise dolaylı vergilerdir.
Richard Musgrave vergilerin dolaylı-dolaysız ayırımında dört temel husus üzerinde yoğunlaşmıştır.
Buna karşılık, dolaylı vergiler kategorisini şu vergiler oluşturmaktadır:
kabul edilir. Bunun nedeni ise; dolaysız vergilerin, yükümlünün ekonomik iktidarına uydurulabilme olanağının daha fazla olmasıdır. Ancak dolaylı vergilerin yükümlüsü anonim olduğu için, bu vergilerin şahsileştirilebilmesi mümkün değildir.
Aşar vergisi, Öşür vergisi olarakta bilinen Osmanlı'da tarım ürünleri üzerinden alınan %10 oranında ki vergiye denilmektedir.
Arapçada "öşür" sözcüğünün anlamı onda birdir.(1/10) Tanzimat'tan önce tımar ve zeamet sahipleri için sahipleri tarafından tahsil edilen aşar, yerel gereksinimlerin karşılanması ve asker beslemesi için kullanıldı.
Osmanlı Devleti’nin temel gelir kalemini oluşturan vergi, arazi para ile sulanıyorsa yirmide bir oranında verilir.
Aşar vergisi alınan ürünler hangileridir?
Aşar vergisi neden kaldırılmıştır?
Cumhuriyet döneminde de bir süre uygulamada kalan aşar, 17 Şubat 1925'te kaldırıldı. Kaldırılmadan bir yıl önce, 1924 yılında, 27.5 milyon lira ile bütçenin dörtte birini oluşturuyordu. Aşarın bu önemli katkısına rağmen kaldırılmasının nedeni, verginin köylü ve tarım ürünleri üzerinde yoğunlaşan aşırı yükünü azaltmak ve tahsilinden doğan bir takım haksızlıkları engellemekti.