TÜRKİYE EKONOMİSİ
ÜNİTE 1
Osmanlı İmparatorluğu’nda kapitalizm öncesi hakim üretim şekli vergisel üretim tarzıydı.
Dirlik: Has, tımar ve zeamet topraklarının genel adidir.
Has: Geliri 100 000 akçeden fazla olan
Zeamet: Geliri 20 000 ile 100 000 akçe arasında olan
Tımar: Geliri O ile 20 000 arasında olan
Ekonominin temel örgüsü toplum ihtiyaçlarını karşılamaktı. 16-18 yy.da Osmanlı Devleti’nin dış siyasetinde öncelik saray, ordu, nüfusun ve loncaların ihtiyaçlarını karşılamaktı. Devlet ithalatı destekliyordu.
Avrupa’nın Artan Etkisi: Osmanlı’nın 16 yy.da karsılaştığı sorunlar
-Avrupa ülkelerinde askeri teknolojinin gelişmesi ve Osmanlı'nın batıya doğru genişlemesinin durması
-Avrupa’da tarımsal urun talebinin artmasıdır.
Fiyat enflasyonun tek sebebi Osmanlı'nın bütçe açıklarını karşılamak amacıyla sikkeleri tağşiş etmesidir. Vergilerin değeri azalınca, devlet bütçe açıklarını kapatmak için yeni vergiler koydu. Bu da halkı fakirleştirdi. Tımar sistemi çözülmeye başladı. Tımar sistemi işlevini yitirince Osmanlı tarımı vergilendirmek için iltizam sistemi yaygınlaştırıldı. Devlet belirli bir yörenin vergi toplama yetkisini acık arttırma yöntemi ile mültezim denilen kişilere ihale ediyordu.
SANAYİ DEVRİMİNİN ETKİSİ ALTINDA 19.YY MERKEZ-CEVRE ANTLAŞMASI
18 yy.da İngiltere ticaretle uğraşmaya başlamış demir-çelik ve başka üretim dallarına girerek dünyanın ilk sanayi ülkesi olmuştur. 19 yy.da sermaye birikimi hızlandı ve makineleşme oluştu. Sanayileşmiş ülkeler sanayileşmemiş ülkelere ordularını göndererek sömürgeleştirdiler. Avrupa ülkeleri ve ABD üç asırdan beri genişleyen kapitalist dünya sisteminin merkezini oluşturdu. Osmanlı Devleti. Siyasi bağımsızlığına rağmen kapitalist merkez ülkelerinden gelen uyarılarla şekillendi.
19-20 YY'da OSMANLI İKTİSAT SİYASETİ
Osmanlı Devleti’nin iktisadi siyasetinde İstanbul’un iaşesi ve maliyenin ihtiyaçları önemliydi.1838 de İngiltere ile iktisadi tavizler verilen Balta Limanı Ant imzalandı. Antlaşma ile yabancılar iç gümrük vergilerinden muaf tutuldu. Osmanlı Devleti kendi gümrük vergilerini Avrupa devletleriyle birlikte saptamayı kabul etti.
1856 Islahat fermanı ve 1867 Nizamnamesi siyasi destek uğruna Avrupa devletlerine vermen iktisadi tavizlerdi.
para sisteminde paranın içindeki değerli maden oranını azaltma işlemidir. 1844 de son verilmiştir.
1840 da kaime denilen ilk kağıt para ortaya cıktı. 1863 de kurulan Bank-I Osmaniye’ye para basma yetkisi verildi.
1881 de Muharrem Kararnamesi ile Duyun Umumiye kuruldu.
1923 de Teşvik-I Sanayi Kanunu-u Muvakkati’ni uygulamaya koydu
dünya Sistemine Eklemlenme
Osmanlı Dev 19 yy da ihracat ve ithalat yapan bir ulke haline geldi.
CUMHURIYET’IN ILK ALTI YILI
1923-29 yılları arasinda Liberal Ekonomik sistem uygulandi. Lozan Ant 5 yilligina gumruk politikasini sinirladi. Devlet tekelleri kurup bunlari imtiyazli yerli ve yabanci sirketlere devretmek suretiyle koruma altina aldi. Asar vergisi kaldirildi.
1930-39 Korumaci – Devletci Sanayilesme
1929 yilinda yasanan Dunya Ekonomik Buhrani ekonomi uzerindeki etkileri azaltmak icin ithalati control etmeye ve ithal ikameci sanayilesmeye yoneldi.
1930 da MB kuruldu. 1933 de Bes Yillik Sanayi Plani uygulanmaya basladi. Dokuma, un ve sekerde disa bagimliliktan kurtuldu.
1940-45 Ikinci Dunya Harbi Yılları
Savasin agir iktisadi etkileri;
-Erkeklerin silah altina alinmasi uretimi etkiledi.
-Bugday uretimi azaldi.
-Ithalat azaldi.
-Sanayileşme programi askiya alindi.
-1940 da cikarilan Milli Korunma Kanunu ile hukumet tedbirler aldi.
-1942 de Varlik Vergisi denilen servet vergisi alindi.
1944-46 yılları arasi TMO vergisi ile tarimsal gelirleri vergilendirdi.
1946-53 Liberal Politikalarla Eklemlenme
Turkiye 1946 yilinda dolarin kurunu 1.28 den 2.80’e cikartarak devaluasyin yapti ve gumruk vergisi disinda ithalati control eden kisitlamalar gevsemeye basladi.
1947 de muzmin dis ticaret acik donemi basladi. Tarimsal üretim hizla artti.
1954-61 Dis Ticarette Kontrole Donus
Tuketim mallarinin ithalattaki payi azaldi dis ticaret acigi azaldi. Tarimin makinelesmesi, ulastirmada karayollarina agirlik verilmesi ve tedrici Sanayileşme sonucu, ekonomi dis kaynaklara bagimli hale geldi.
1961-79 Planli Ithal Ikameci Sanayilesme
Turkiye 1961 de baslamistir. Bes yillik kalkinma planlari sonucu dayanikli tuketim mallari sanayileri genisledi. Ancak Turkiye yatirim mallari ikamesinde yol alamadi.1973 de OPEC’in petrol fiyatlarina yaptigi buyuk zamla uluslararasi iktisadi daralma basladi.1977’e kadar Turkiye Sanayileşme politikasini borclanarak surdurdu.
1980-89 LİBERAL POLİTİKALARLA DÜNYA SİSTEMİNE EKLEMLENME
Turkiye 1980 yilinda 24 Ocak kararlari ile yapisal uyum disa acilma ihracata dayali buyume kavramlariyla nitelenen yeni bir liberal politika donemine girdi. Bu sisteminin ilk tedbirleri sik devaluasyonlarla esnek bir kur politikasi izlemek, ic talebi daraltmak, tesvik ve subvansiyonlarla ihracati desteklemek, fiyat kontrollerini ve temel mallara yapilan subvansiyonlari kaldirmak oldu. Amac ihracati arttirip odemeler dengesini saglamakti. 1984 den sonra ithalat da kademeli olarak serbestlestirildi. 1995 de Avrupa Birligi ile Gumruk Birligi antlasmasi yapilarak ulke ithalati kontrol imkanlarindan da feragat etti.
84 de doviz alim satimi serbestlestirildi.1989 da yurtdisina ve yurt disindan ulkeye sermaye transferleri serbestlestirildi.
Türkiye ekonomisi
ÜNİTE 2
GAYRISAFI MILLI HASILA GELISIMI
Uretim, gelir ve harcama olarak uc yontemle hesaplanir. Genellikle bir yilda bir ulkenin sahip oldugu kaynaklarla uretilen tum tamamlanmis mallarin piyasa degeridir.
GSYIH: Genellikle bir yilda bir ulke sinirlari icersinde uretilen tum tamamlanmis mallarin piyasa degeridir. GSMH’ya dis alem net factor gelirleri dedigimiz isci dovizi, kar transferleri borc faizleri gibi gelir ya da giderlerin eklenmesi ile elde edilir. En yuksek kisi basina geliri elde eden ulke Luksemburg, en dusuk kisi basina geliri elde eden ise Etyopya’dir.
Satin Alma Gucu Paritesi: Farkli ulkelerin ulusal paralarin esit degerini ifade eder.
GSYIH’nin Sektorel ve Bolgesel Dagilimi
GSYIH icindeki payi surekli azalan sector tarimdir. Sanayi sektorunun payi buyuktur. Imalat sektoru, enerji, ticaret ve ulastirma sektorlerinin GSYIH icindeki paylari istihdam icindeki paylarindan daha yuksektir.
GSYIH daki payi en yuksek olan bolge Marmara’dir. Uretim, yatirim ve toplam nufus icinde en buyuk paya sahiptir. Kisi basina milli gelir acisindan en yuksek geliri sirasiyla: Marmara,Ege,Ic Anadolu,Akdeniz,Karadeniz,Guneydogu Anadolu ve Dogu Anadolu’dur.
GSMH’nin Buyumesi
Ilk goze carpan istikrarsiz buyumesidir. 1989 dan sonra cikan istikrarsizligin nedeni asiri spekulatif sermaye hareketleridir.
Hane Halki Dagilimi
Gelirin haneler arasinda nasil bolusuldugunu ve hanelerin gelirlerinde zaman icinde meydana gelen degisikliklerin belirlenmesinde kullanilir. DIE tarafindan yapilan anketlerde ulke ici gelir dagiliminin gelisiminin izlenebilecegi iki onemli gosterge:
-Gini Katsayisi: Gelir esitsizligi katsayisi olaarak bilinir. Katsayinin artmasi esitsizligin arttigini gosterir.
-Hane Halklarini Gelirine Gore Siralamak: Haneleri 5 esit dilime ayrilip her %20 lik dilimler arasinda esitsizligin artmasi gelir dagiliminin bozuldugu anlamina gelir.
% 20 lik dilimler arasinda esitsizligin artmasi gelir dagiliminin bozuldugu anlamina gelir.
Gelirlerin Turlerine Gore Dagilimi
Hane halki bireylerinden gelir getirenlerin calistiklari islerden elde ettikleri gelir, sermaye ve mulk geliri ile transfer geliri gibi parasal gelirleri ve ayni gelirlerinin toplami kisisel kullanilabilir gelir kapsami icinde yer almistir.
Gelirin Isteki Durumuna Gore Dagilimi
DIE Gelir dagilimi anketlerinde; ucretli calisanlar, yevmiyeli calisanlar, isverenler, kendi hesabina calisanlar ve ucretsiz aile iscisi olarak ayrilmaktadir.
GELIRIN UCRET VE UCRET DISI GELIR SAHIPLERI ARASINDA DAGILIMI
Kriz yıllarında is gucu odemelerinin aldigi pay azalmaktadir. Bunun nedeni krizden cikista ucretlerin dusurulmesi politikalaridir.
Gelirin fonksiyonel dagilimi incelendiginde Turkiye’de toplam gelirden en cok pay alanlar tarim disi kira, faiz ve kar geliri elde edenlerdir.
Fonksiyonel Gelir Dagilimi: Gelirin emek, sermaye ve toprak sahipleri arasindaki dagilimidir.
GENEL DENGE
Ekonominin genel dengesi, toplam kaynaklar ile toplam harcamalar arasindaki iliskiyi gosterir. Toplam kaynak hesaplanirken dis kaynak olarak dis acik kullanilir. Ekonomi dis acik verdiginde ekonominin kazandigindan daha cok doviz harcandigi anlami cikar. Dis fazla verdiginde ekonominin kazandigindan daha az harcadigi anlasilir.
Türkiye ekonomisi
ÜNİTE 3
YATIRIMLARIN YAPISI
Sabit sermaye stokuna yapilan ilavelere denir. Makine-Techizat Yatirimlari; yatirim amacli binek otolar, ulasim amaclaridir. Insaat Yatirimlari ise, gerek ozel sector gerek kamu sektoru tarafindan yapilan insaatlari kapsamaktadir.
Uretime konu olan hammadde, malzeme mamul ve yari mamulden olusan stok degisimleri de yatirimlarin bir unsurudur.
YATIRIMLARIN GELISIMI VE SEKTOREL DAGILIMI
Yatirimlari etkileyen faktorler arasinda faiz orani, karlilik, ic ve dis talep, buyume, doviz kuru, ucretler, istikrarsizlik gibi nedenler sayilabilir.
-1980-88 Ihracata yonelik buyume donemi
-1989-94 Dis finansal serbestlik donemi
-1994 sonrasi Kriz sonrasi daralma donemi
Dunya bankasinin 1988,90,92 yıllarında yayinladigi Adjustment Lending raporuna gore yapisal uyum programi uygulayan ulkelerin yatirimlarinda ortaya cikan azalisin nedeni politik belirsizlik ve reformlarin yavas yapilmasi gibi nedenlerle yatirimlarda bir dinlenme olarak yorumlanir.
Ozel sector yatirimlari 1988 yilinda ciddi bir ivme kazanmistir. Ozellikle 1994 yilina kadar gorulen hizli artis dad is finansal serbestlik politikalarindan buyuk oranda etkilenmesidir. Bu politikalarin alt sektorlerine gore iki temel ayirima tabi tutulur.
-Tarim, imalat, maden ve turizm alt sektorlerini iceren uluslararasi ticarete konu olan sektorler
-Hizmetler sektorunu iceren ticarete konu olmayan sektorler
Dis finansal serbestlik politikalarinin uygulanmasi ile birlikte iki alt sektorun yatirim trendleri birbirinden ildukce farklilik gostermektedir. Bunun nedenleri; sermaye girisi ile birlikte faiz oranlarinin yukselmesi, kamu yatirimlarinin azalmasi, dis borclarin artmasi, bankacilik sektorunun kirilganlasmasi, firmalarin finansal yapilarinin bozulmasi, cari acigin artmasi ve devaluasyon beklentilerinin guclesmesi gibi bir cok faktorun yatirimlari olumsuz etkilemesidir.
Turkiye’ye finansal akimlarin artmasi ile Turk lirasinin deger kazanmasi tuketim talebini artirmaktadir. Bunun sonucunda ticarete konu olan ve olmayan mallarin goreli fiyatlari ikincisi lehine degismektedir. Ticarete konu olmayan sektorlerde uluslararasi rekabeti olmamasi, yatirim maliyetindeki artislarin urun fiyatlarina yansitilarak karliligin artmasi bu sektordeki yatirim kararlarini olumlu etkilemektedir.
Yatirimlarin Alt Sektorlere Dagilimi
Ulastirma-Haberlesme ozel sektorun yatirim payini en cok artirdigi sektordur.
Ticarete konu olan sektorlere yapilan yatirimlarin oranindaki azalma ulkenin uluslararasi rekabet gucunun yapisal olmaktan uzaklasmasina, teknolojik gelisme ve verimlilik artisina dayali bir ihracat artisinin yerini esas olarak ucuz fiyata dayali bir rekabet gucunun almasina neden olmaktadir. Ucretlerin azaltilmasi ve devaluasyonlar araciligiyla ihracat fiyatlarinin dusurulmesinin uc olumsuz amaci vardir.
-Ulke ici bolusumu bozar.
-Yatirimlarin maliyetini artirir.
-Devaluasyona dayali bir rekabet gucu artisi dis ticaret hadlerinin ulke aleyhine gelismesini saglar.
Kamu yatirimlari icinde imalat sanayi yatirimlarinin payi azalirken, en yuksek yatirim payina sahip olan ulastirma-haberlesme sektorudur.
YATIRIM TESVIKI
Haziran 2002 tarihinde yayimlanan 4367 sayili “Yatirimlarda Devlet Yardimlari Hakkinda Karar” hukmunce “Bolgelerarasi dengesizlikleri gidermek, istihdam yaratmak ve uluslararasi rekabet gucunu arttirmak icin Kalkinma Planlari ve Yillik programlarda ongorulen hedefler ile Avrupa Birligi normlari ve uluslararasi anlasmalara uygun olarak tasarruflari, katma degeri yuksek, ileri ve uygun teknolojileri kullanan yatirimlara yonlendirmek suretiyle yatirimlarin desteklenmesi amaclanmaktadir. Bu amacla yatirimlara saglanan destek unsurlari;
-Gumruk vergisi ve toplu konut istisnasi; tesvik belgesi kapsamindaki makine ve techizat ithalatinda odenmesi gereken gumruk vergisi ve toplu konut fonundan istisna
-Yatirim Indirimi; tesvik belgesi kapsamindaki yatirimlarda kurumlar vergisi matrahindan, yore ve sektore gore % 40 ile % 200 arasinda indirim yapilmasi
-Katma deger vergisi istisnasi
-Vergi, resim ve harc istisnasi
-Kredi tahsisi; arastirma-gelistirme, cevre koruma ve teknoloji gelistirme gibi yatirimlara kredi tahsis edilmektedir. Kredi miktari faizsiz sabit yatirim tutarinin % 50 si kadar olup bu miktar 500 milyar, isletme kredisi miktari ise 200 milyar’i gecemez.
Yatirim tesvik belgelerinin sektorel dagilimi incelendiginde, 2002 yili itibariyle;
-% 59 imalat sanayi
-% 33 hizmetler sektoru
-% 4 madencilik sektoru
-% 3 enerji sektoru
-% 1 tarim sektoru
Yatirim tesvik belgesi alan iller gelismislik derecesine gore uce ayrilir,
-Gelismis Yoreler: Adana, Ankara, Antalya, Bursa, Izmir Buyuksehir Belediyesi ici, Istanbul, Kocaeli
-Kalkinmada Oncelikli Yoreler: Adiyaman, Agri, Aksaray, Amasya, Ardahan, Artvin, Bartin, Batman, Bayburt, Bingol, Bitlis, Canakkale, Cankiri, Corum, Diyarbakir, Elazig, Ercincan, Erzurum, Giresun, Gumushane, Hakkari, Igdir, Kahramanmaras, Karabuk, Karaman, Kars, Kastamonu, Kilis, Kirikkale, Malatya, Mardin, Mus, Nevsehir, Nigde, Ordu, Osmaniye, Rize, Samsun, Siirt, Sinop, Sivas, Sanliurfa, Sirnak, Tokat, Trabzon, Tunceli, Van, Yozgat, Zonguldak.
-Normal yoreler (Diger iller)
YABANCI SERMAYE YATIRIMLARI
Turkiye’de yabanci sermaye girisini duzenleyen ilk kanun 18 ocak 1954 tarihinde yururluge giren 6224 sayili Yabanci Sermayeyi Tesvik Kanunudur. 5 Haziran 2’de 4875 sayili Dogrudan yabanci Yatirimlar Kanunu kabul edilmistir. Yabanci sirketler elde ettikleri net kar, temettu, satis, tasfiye tazminat bedellerinin, lisans, yonetim ve benzeri anlasmalar karsiliginda odenecek meblaglar ile dis kredi, ana para ve faiz odemelerini, banka ve finans kuruluslari araciligiyla yurtdisina serbestce transfer edebilirler.
Turkiye’de en cok yabanci sermaye yatirimi yapan ulke Fransa’dir. Hollonda, Almanya ve ABD kaynakli firmalar izlemektedir.
Türkiye ekonomisi
ÜNİTE 4
IMALAT SANAYININ GENEL GORUNUSU
Imalat Sanayii Katma Degerinin Yillara Gore Gelisimi
Imalat sanayii toplam ozel ve kamu katma degerinin GSMH icindeki payi 1968 yilinda %15 civarindadir. Bu oran 1980 yilinda bir ivme kazandigi gorulmektedir. 1986 da ikinci bir sicrama ile % 20 oranina gelmistir.
Imalat Sanayii Yatirimlarinin ve Ihracatinin Yillara Gore Gelisimi
1980 yilindan itibaren imalat sanayii ihracati cok hizli bir artis gostermektedir. Imalat sanayii ise 1978-79 krizi ile baslayarak azalma gostermistir. 1980 sonrasi imalat sanayii yatirimlarinin artmayip ihracatin artmasinin nedenleri uygulanan ekonomi politikalaridir. 1989 sonrasinda izlenen finansal serbestlik politikalarinin sonucunda imalat sanayii ihracati azaltilmis, yatirimlar cok az da olsa canlanmistir. Bu donemde izlenen politiklar; yerli paranin yabanci paralar karsisinda degerlenmesi, faiz oraninin yukselmesi ve ic talebin yukselmesidir. 1994 yilindan sonra ihracat bir ust platoya cikmis ve imalat sabayi ihracatinin GSMH deki payi ilk kez % 10 un ustune cikmistir. Bu artisin nedeni buyuk oranda ihracat fiyatlaridir.
IMALAT SANAYIINDE KATMA DEGER VE ISTIHDAMIN KAMU VE OZEL SEKTOR ARASINDA DAGILIMI
Katma Degerin Ozel ve Kamu Sektorleri Arasindaki Dagilimi
1980 öncesinden 1986 yilina kadar imalat sanayii katma degerinde kamuve ozel sector esit paylara sahip iken 1987 yili ile birlikte ozel sektorun payi hizla artmis, kamu kesiminin payi ise sabit kalmistir. Kamu sektorunde toplam kamu imalat sanayii uretiminin % 65 kimya sektoru tarafindan yapilmaktadir. Ikincisi gida, ucuncusu ise ana metaldir.
Ozel sektorde ise % 22 ile makine ve dokuma sektorleridir.
Katma Deger, Istihdam ve Olcek Analizi
Ozel ve kamu sektorunde katma deger belirli bir istihdam ile yaratilmaktadir. Ozel sektorde, alt sektorlerin ozel sektorun katma degeri icindeki paylari, istihdam paylarindan yuksektir. Bu konuda tek istisna dokuma sektorundedir. Bunun nedeni yogun emek yapisidir.
Kamu sektorunde ise, sektorlerin istihdam paylari, katma deger paylarindan daha yuksektir. Bunun tek istisnasi sermaye yogun sector olan kimya sektorudur. 1973 den bu yana ozel sector imalat sanayinde gerek olcek gerekse isci sayisi acisindan bir artis gorulmektedir. Kamu sektorunde ise ozellikle 85 den itibaren azalma olmustur.
OZEL IMALAT SANAYI ALT SEKTORLERINDE YATIRIM – IHRACAT – KARLILIK - MALIYET ILISKILERI
Imalat sanayi alt sektorleri uluslararasi sanayi siniflandirmasina gore 9 alt sektore ayrilmaktadir. Bunlar gida, dokuma, orman, kagit, kimya, toprak, ana metal, makine ve diger alt sektorlerdir.
Karlilik ve Maliyetler
Kar paylarinin incelenebilmesi icin mark-up fiyatlama yontemi kullanilmaktadir. Mark-up Fiyatlama: Fiyatlarin dogrudan maliyetlerini karsilayacak v ek olarak belli bir kar yuzdesi saglayacak bicimde belirlenmesidir.
satislarin artmasi ya da ucret ve ucret disi girdi maliyetlerinin dusmesi kar payini arttirmaktadir.
Kar paylarinin hesaplanmasinda dikkate alinan iki temel maliyet bulunmaktadir. Bunlardan birisi ucretler, digeri ise ucret disi girdi maliyetleridir.
Yatirim ve Ihracat
Dokuma ve ana metal sektorleri: 1980 ihracata yonelik Sanayileşme politikalarindan etkilenerek hizli bir ihracat artisi gostermis ve 1980 yilinda kazanilan ihraat ivmesi daha sonraki yillarda cok ciddi bir azalma yasamadan devam etmistir.
OZEL IMALAT SANAYIINDE BUYUME VE BOLUSUM KALIPLARI
Imalat Sanayiinde Buyume Kaliplari
Buna iliskin tanimlar; yatirimlardaki, verimlilikteki ve istihdamdaki buyumelere dayali olarak yapilabilir.
Yogun Buyuyen Sektor: Imalat sanayii geneli ve alt sektorlerinde hem yatirimlarin hemde verimliligin arttigi sektorlerdir.
Kapasite Kullanimina Dayali Buyuyen Sektor: Sadece verimliligin arttigi ve yatirimlarin katma degree oraninin % 18 in altinda kaldigi sektorlerdir.
Yaygin Buyume Gosteren Sektor: Yatirimlarin arttigi verimliligin sabit ya da azalan bir durum gosterdigi sektordur.
Dinamik Etkin Sektor: Hem verimliligin hem de istihdamin arttigi sektordur.
Statik Etkin Sektor: Verimliligin arttigi ancak istihdamin artmadigi sektordur.
Durgun Kalip: Negatif verimlilik artisi ile istihdamin artisinin bir arada rastlandigi durumdur.
Daralan Kalip: Hem verimliligin hem de istidamin azaldigi durumdur.
Atil Birikim Kalibi: Yatirimlar artarken hem istihdam hem de verimliligin azaldigi kaliptir.
Emek Kullanimina Dayali Kalip: Yatirimlar azalirken istihdamin arttigi kaliptir.
Daralan Birikimsiz Kalip: Yatirimlarin, istihdamin ve verimliligin azaldigi kaliptir.
Ozel imalat sanayiini yillar itibariyle buyume kaliplari acisindan degerlendirirsek:
1974-1977 Dinamik ve yogun buyume kalibi gorulur.
1978-1979 Durgun ve emek kullanimina dayali buyume gorulur.
1980 yili da durgun ve emek kullanimina dayali bir kriz yilidir.
1981-1983 ihracata yonelik buyume doneminin baslangici olan bu donem kapasite kullanimina dayali dinamik bir buyume kalibi gostermektedir.
1984-1988 Ihracata yonelik buyumenin olgunlastigi donemdir. Dinamik buyume kalibi devam ederken kapasite kullanimina dayali buyumenin yerini yogun buyume kalibi almaktadir.
Finansal serbestlik uygulamalarinin ilk donemi olan 1989-93 donemi dinamik ve kapasite kullanim oranina dayali bir buyume kalibi gostermektedir.
1994 kriz yilinda daralan birikimsiz bir buyume kalibi ortaya cikmaktadir. 1995-99 doneminde durgun ve kapasite kullanim oranina dayali bir buyume yasanmaktadir.
2000 dinamik kapasite kullanim oranina dayali, 2001 statik – kapasite kullanim oranina dayali bir buyume kalibi icerisindedir. Turk imalat sanayiinde disa acilma politikalari ile birlikte belirlenen en onemli yapisal sorun verimlilik artisi ile yatirim artislari arasinda birlikte hareket eden iliskinin olmamasidir. Bu iliskinin olmasi icin yogun buyume kalibinin hakim olmasi gerekir.
Imalat Sanayiinde Bolusum Kaliplari
Buyume ile verimlilikteki buyumenin karsilastirilmasina dayandirilmaktadir. Eger ucretlerdeki artis, verimlilikteki artisi asiyorsa emek-yonelimli Sanayileşme politikalarinin gecerli oldugu, eger reel ucretlerdeki artis, verimliligin gerisinde kaliyorsa sermaye-yonelimli bir kalibin gecerli oldugu soylenebilir. Ithal ikameci politikalarin izlendigi 1974-77 donemi toplam imalat sanayii icin verimliligin, ucretlerden daha hizli bir artis gosterdigi sermaye yonelimli deonemdir. Ithal ikameci sanayiilesme donemi bolusum acisindan oldukca dengeli bir donemdir. Ithal ikameci sanayiilesme doneminin bolusum acisindan ozelligi ic tuketime ve yuksek alim gucune dayali olmasidir.
Ihracata yonelik buyume politikalarinin izlendigi donemler 1981-83 / 1984-88 gerek imalat sanayii gerek alt sektorler icin sermaye yonelimli olarak gorulmektedir. Tek istisnasi 1989-93 doneminde kimya sektorudur.
Toplam imalat sanayiinde emek yonelimli olan iki doneme rastlanmaktadir. Bunlar finansal serbestlik politikalarinin uygulandigi 1989-093 ve 1995-99 donemleridir. Tek istisnasi 1989-93 donemi haric kagit sektorudur. Yerli paranin asiri deger kazanmasi, ic talepte yogun patlamalarin yasanmasi asiri sermaye girislerinin, krize yol acmasi ve bu krizlerin bolusum iliskilerinde ucretlerin bastirilmasi ile sonuclanmasi, diger gelismekte olan ulkeler kadar Turkiye icin de gecerli olmustur. Kriz yıllarınin bolusum uzerindeki en temel etkisi sermaye yonelimli donemlerdir. Ozellikle krizden cikis icin bolusumun sermaye- yonelimli olarak degistirilmesinin benimsendigi soylenebilir.
Türkiye ekonomisi
ÜNİTE 5
TURKIYE TARIMI
Bir ulkenin genel sosyo-ekonomik yapisi icersinde tarim sektorunun yeri degerlendirilirken goz onunde bulundurulan etkenler; sektorun ulusal gelire katkisi, ulkenin gida urunlerinde kendine yeterlilik durumu, dis satim ve dis alim acisindan gosterdigi ozellikler, sanayi sektorune girdi saglanmasi, istihdamdaki payi, talep yaratma gucudur.
CUMHURIYET DONEMI BOYUNCA ANA HATLARIYLA TURKIYE TARIMININ SOSYO EKONOMIK DONUSUMU
Turkiye’de ilk kez 80-85 donemlerinde kirsal nufus mutlak olarak azalmaya baslamistir.
24 Temmuz 1923 tarihli Lozan Ant hukumleri geregince Turkiye Osmanlı borclarini odeyecek, bes yil sure ile gumruklerindeki dusuk koruma oranlarini degistirmeyecektir. Cumhuriyeti gelistirmek ekonomik atilimlarla olanakli idi. Tarim kalkinmay saglayacak sector olarak izlenmistir. 17 Subat 1925’de Asar vergisi kaldirildi. 1935 yilinda Tarim Kredi ve Tarim Satis Kooperatifleri kuruldu. 1937’de Zirai Kombinalarin ve 1938 de Devlet Ziraat Isletmesi kuruldu. 1980’li yillar ise tarim sektorunun geriledigi ic ticaret haclerinin tarim aleyhine gelistigi bir donemdir.
Ulusal ekonomiler guclendikce , buyuyen GSMH icersinde tarimin payi goreli olarak azalir.
1980 SONRASI TURKIYE TARIM SEKTORU
80-89 Donemi
Ic ticaret hadlerinin hizla tarim aleyhine gelistigi bir donem olmustur. Destekleme kapsami daraltilmis, tarimsal urun fiyatlari baskilanmis ve tarimsal kamu yonetimi reorganize edilmistir.
90-99 Donemi
-KIT ozellestirmeleri gerceklesti.
-1990-1994 doneminde Turkiye’de emegin bolusum iliskilerindeki payinin goreli olarak artmasi, isci sendikalarinin eylemleri ile olusan ortamda ic ticaret hadleri tarim lehine gelismistir.
-1994 krizi, kriz donemleri tarim sektorunun en cok kaybettigi donemdir. 1994 krizi sonrasi desteklemeye konu olan tarimsal urun sayisi 26’dan 9’a dusurulmustur.
-Dunya Ticaret Orgutu kapsaminda imzalanan tarim antlasmasi ve AB ile imzalanan Gumruk Birligi Anlasmasi tarim politikalarinin dissal belirleyicileri olmustur.
Dissal Cevre
DTO orgutune uye ulkeler tarafindan imzalanan ve 1 Ocak 94’de yururluge giren Uruguay Turu Tarim anlasmasinin amaci tarim sektorunu serbestlestirmektir. Alinan kararlar:
-Ulkelerin tarim sektorune verdikleri ic desteklerin indirgenmesi
-Subvansiyonlu dissatim miktarinin azaltilmasi
-Ic pazarlari koruyucu onlemlerinin ortaklastirilarak duzeylerinin indirgenmesi
-Saglik ve bitki sagligi onlemlerinin dunya genelinde uyumlastirilmasi
Tarimsal KIT’lerin Ozellestirilmesi
1985 yilinda Dunya Bankasi destegiyle hazirlanan Ozellestirme Ana Plani sonrasinda 1986 yilinda 3291 sayili Kamu Iktisadi Tesebbuslerinin Ozellestirilmesi Hakkinda Kanun cikarilmistir.
Turkiye’de tarim alaninda ozellestirilmis ya da ozellestirilecek KIT’ler:
a-)Hayvancilik Alt Sektorunde Faaliyet Gosterenler:
Et Balik Kurumu, Et ve Balik Urunleri A.S., Gonen Gida Sanayii A.S., Turkiye Sut Endustrisi Kurumu, Yem Sanayii
b-)Girdi Uretimi ve Dagitimi Alanlarinda Faaliyet Gosterenler:
Turkiye Zirai Donatim Kurumu, Turkiye Gubre Sanayii A.S., Istanbul Gubre Sanayii A.S. , T.C. Ziraat Bankasi, Tarim Isletmeleri Genel Mudurlugu
c-)Tarim Ticareti Alaninda Faaliyet Gosterenler:
Turkiye Seker Fabrikalari A.S., Tutun Mamulleri, Tuz ve Alkol Isleri Genel Mud., Cay Isletmeleri Genel Mudurlugu, Tarim Satis Kooperatifleri Birlikleri
Tarimsal ozellestirmeler, uretci orgutlugunun niteliksel olarak yetersiz, pazarlama kanallarinin sagliksiz oldugu Turkiye kirsal yapisinda bir cok sorunlar yaratmistir.
Bunlar;
-Kamu’nun cikti pazarindan ayrilmasi sonrasinda genellikle yerli ortakli cok uluslu sirketler piyasaya girmistir.
-Piyasanin paylasimi ile rekabete kapali yapilar olusturmustur.
-Gerileyen hammadde fiyatlari nedeniyle uretici gelirleri azalmistir.
-Zayiflayan tarimsal üretim yapisi sonucunda yerli ortagin ayrilmasi ile sector yabancilasmaktadir.
Destekleme Kapsaminda Degisim
Tarima verilan destegin amaci; Tarimsal uretimin surekliligini saglayarak ulkenin gida guvenligini korumak, tarim ureticilerinin ve tuketicilerinin yasam duzeylerini yukseltmek, sector uretiminin ulusal ekonomiye katki olusturmasini saglamak ve dis ticarette rekabet ustunlugunu elde etmektir.
Bu amacla uygulanan politika araclari:
1-Pazar Fiyat Destekleri: Uretici odaklidir. Taban fiyat ve fiyat primleri ureticinin urunune bagli olarak odenir. Bunlarin yaninda ic pazari korumak amaciyla uygulanan dis satim tesvikleri ve disalim kisitlari bu kapsamda degerlendirilir. Pazar fiyat desteklemenin en onemli olumsuzlugu tuketici fiyatlarini artirmaktir.
2-Dogrudan Gelir Destekleri: Kullanimi giderek artmaktadir. Nedeni, piyasa dengesini bozucu etkisinin en az olusudur. Baslicalari, birim alan ve hayvan basina yapilan odemeler, dogal afet ve zarar odemeleri, depolama yardimlaridir.
3-Dolayli Gelir Destekleri: genel olarak üretim masraflarini azaltici etkiye sahip onlemlerdir. Tarimsal üretim girdilerine uygulanan subvansiyonlar, dusuk faizli krediler, sermaye bagislari, urun sigortalamasina verilen devlet destekleri.
4-Tarima Saglanan Genel Hizmetler: Tarimsal alt yapi hizmetleri, egitim arastirma ve yayim hizmetleri, tarim sektorune taninan kredi kolayliklari, tasimacilikta taninan ayricaliklar. Uzun yillardan beri en yaygin olarak basvurulan destekleme araci Pazar fiyati desteklemedir. Ilk Pazar fiyati destegi uygulamasi olan bugday, destekleme alimlarina 1932 yilinda Ziraat Bankasi araciligiyla baslamis 1938 yilinda TMO’nun kurulmasi ile bu gorev TMO’ne devredilmistir.
2000 ve Sonrasi
2000’li yillarda dogrudan gelir destegi DGD sistemine gecilmesi amaclanmistir. 1999 yili sonunda uluslararasi para fonu ile imzalanan stand-by anlasmasi ve bu kapsamda verilen niyet mektuplari uygulanmakta olan tarim politikalarinda degisiklikler ongormektedir.
-Oncelikle destekleme fiyatlarinin dnya fiyatlarina cekilmesi
-Girdi ve ciktiya dayali destekleme sisteminin tumuyle elemine edilerek DGD sistemine gecilmesi.
-TSKB,TCZB’nin yeniden yapilandirilmasi
-TZDK, IGDAS, TUGSAS, TSFAS, CAYKUR, TEKEL’in ozellestirilmesi
-Seker, tutun ve TSKB alanlarinda kurullarin olusturulmasi
IMF reformlarinin Dunya Bankasi Yapisal uyum kredileri ile desteklenecegi dogrultusunda, Dunya Bankasi ile 2001 yilinda Tarim Reformu Uygulama Projesi imzalanmistir.
Dunya Bankasi ile imzalanan 4 alt projeden olusmaktadir.
a-Dogrudan gelir destegi
b-Ciftci gecis programi
c-Tarim satis kooperatiflerinin yeniden yapilandirilmasi
d-Proje destek hizmetleri
DGD sistemi gelismis ulkelerde ticarette rekabet ustunlugu saglayici bir politika araci iken az gelismis / gelismekte olan ulke gruplarinda olumsuz sonclar dogurabilmektedir.
a-Tarimsal uretimin en onemli gereklerinden biri olan finans, DGD sistemi ile tarimdan daha da uzaklasmaktadir.
b-üretim bagimsiz DGD sistemi ile Turkiye’nin cok gereksinim duydugu üretim planlamasini gerceklestirmek olanaksizdir.
c-Mevcut DGD sistemi, isleyis itibariyle, topragi isleyeni degil, mulk sahibini desteklemektedir.
d-Mevcut sistem varsil koyluyu desteklemektedir.
e-Tum girdilerin pahalilastigi bir ortamda DGD odemeleri neredeyse sabit tutularak dolayli da olsa tarimsal uretimi destekleme etkisi giderek zayiflamaktadir.
f-Basvuru sayisinda ve odeme miktarindaki goreli artislara karsin butceden DGD icin ayrilan kaynaklar her yil biraz daha kisilmaktadir.
g-DGD sistemi, Dunya Bankasinin TRUP Antlasmasi geregince 5 yillik bir sure icin uygulanmaktadir. Bu nedenle gecici bir yardimdir.
III. NEOLIBERAL POLITIKALARIN TURKIYE TARIM SEKTORU VE KIRSAL YAPILARI UZERINDE DOGURDUGU SONUCLAR
A-üretim ve Dis Ticaret Yapisina Iliskin Sonuclar:
1980 sonrasi yaklasik ceyrek yy donemde tarim sektorunun buyume hizinin dusuk veya negative olmasi, basta hayvancilik olmak uzere tum üretim yapilarinda cokus, bircok alanda kendine yeterliligini kaybetme ve 1996 yilindan itibaren tarimda disalimci ulke konumuna giris olarak ozetlenebilir. Gunumuz Turkiye’si yagli bitkilerde, baklagillerde, celtikte ve hatta tahillarda yaptigi disalim miktarini her yil attirmaktadir.
Disalimlar arasinda findik, incir, yas ve kuru uzum, turuncgiller, zeytinyagi, tutun, baklagiller ve bugday unudur.
B-Mulkiyet Iliskileri Uzerine Olan Etkileri:
KIT’lerin ozellestirilmesi surecinden once, kamu alandan cikisi tamamlanmakta, bir sure sonra alan yabancilasmaktadir. Koyluye sozlesmeli ureticilik iliskileri cercevesinde kendi topraginda bagimli isci rolu bicilmektedir. Tuketici ise tarim urunlerine her gecen gun daha yuksek bedel odeyerek kent yoksulu konumuna suruklenmektedir. Bunun ortaya cikmasinda, Turkiye’de uretici orgutlenmesinin yetersizligi de vardir.
Turkiye’de tarimsal isletmelerin irrasyonel yapisi cogunun oz tuketime yonelik olrak üretim yapmasina neden olmaktadir.
C-Emek Piyasalari Uzerine Etkileri:
Yoksullasma ve sosyal yardimlasma ve dayanisma fonu / Koylere Hizmet Goturme Birlikleri araciligiyla Dunya Bankasi yoksulluk yonetimine gecis, piyasaya sunulan ucuz emek kendini somuren emek, yapisi ve koylunun gelistirdigi beak stratejileri ile kendini yeniden üretim olanaklarini aramasi biciminde sekillendirmektedir.
Beka Stratejisi olarak tanimlanan, Turkiye koylusunun giderek artan zorluklara karsin kendini yeniden uretme kosullarina yonelik degisimi, baska bir deyisle yasamini surdurebilmek icin aradigi ve buldugu yollar:
-Yeni gelir olanaklari yaratmaya yonelik olarak emegine acimamadir. Koylu yoksullastikca daha cok emek sarfiyatina yonelerek kendini somurmektedir.
-Birikeni tuketme ve borclanmak
-Tuketimi sinirlama ve kadin emeginin somurusunu derinlestirmektir.
TURKIYE EKONOMISI II. DONEM
ÜNİTE 6
KAMU KESIMININ BILESENLERI
Genellik ilkesine tabi kamu ekonomisi ogeleri genel butceli dairelerdir. Genellik ilkesinin esnetilmesiyle ortaya cikan kam ekonomisi ogeleri katma butceli daireler, ozel butceli mahalli idareler, ozerk butceli kamu iktisadi tesebbusleri, fonlar ve doner sermayelerdir.
KAMU KESIMININ BUYUKLUGU
Kamu harcamalari; kamu cari harcamalari, kamu transferleri ve kamu yatirimlarindan olusmaktadir.
KAMU KESIMININ FINANSMAN ACIGI
Kamu kesiminin gelir gider acigi parasal olarak Mb’dan yurtta ozel kesimden ya da yurtdisindan borclanarak karsilanir. Kamu’nun finansman acigini reel olarak, ozel sektorun tasarruf fazlasi ile ulkenin dis ticaret acigi karsilamaktadir.
Faiz Disi Konsolide Butce; kamu iktisadi tesebbusleri, mahalli idareler, doner sermayeler, sosyal guvenlik kuruluslari, fonlar ve ozellestirme kapsamindaki kuruluslarin gelir gider toplami farklaridir. Faiz disi konsolide butce 1999 yili haric 1994’den beri sadece borc anaparasi ve faiz odemek icin borclanmaktadir. Kamu kesimi borc ve faiz odemeleri icin butce fazlasi yaratirken, yatirimlari kismistir.
KAMU KESIMININ BORCLANMASI
Kamu borcunun kontrolu acisindan, kamu borcunun reel faiz orani ile GSYIH nin ortalama reel buyume orani arasindaki iliski onemlidir. db=b(r-y)-z faiz disi butce fazlasini hedefleyen maliye politikasi ekonomiyi daraltir ve issizlik uretir. Hazine borclarini kimin aldigina bakildiginda en onemli alici olarak ticari bankalar gorulmektedir. Ikinci sirada gelen alici gruplari resmi kurumlardir. Kalanini da banka disi ozel kesim almaktadir. O halde kamu kesiminin borcuna uygulanan yuksek reel faiz oranlarinin nedeni ticari bankalari kartel davranisi ile hazinenin bu davranisa karsi tutumunun ihrac sonucudur. Bankalar icin devlet ic borclanma DBIS senetleri cok cazip bir plasman aracidir.
Plasman: Daha once alim satima konu olmus bir menkul deGerin yeniden satin alinmasidir. Ticari bankalarin agirlikli olarak DBIS leriyle plasman yapmalarinin nedenleri; DIBS nin riziko agirligi 0 kabul edilmektedir. Yani bu menkul degerlerle ilgili guven sorunu yoktur. DBIS nin likiditesi yuksektir, kolayca naked cevrilebilirler. Kamunun kagida bagli borclari, bono ve tahvil araciligiyla gerceklesen borclardir ve ikiye ayrilir. Nakit ve nakit disi senetler olm uzere;
Nakit Senetler; ihaleli ve ihalesiz nakit karsiligi ihrac edilen senetlerdir.
Nakit Disi Senetler; cesitli kanunlara dayanarak herhangi bir nakit girisi olmadan ihraci gerceklestirilen senetlerdir. Bunlar TC MB’na gorev zararlari sebebiyle kamu bankalarina veya bankacilik operasyonu sonucunda Tasarruf Mevduati Sigorta Fonuna ihrac edilmis olan senetlerdir.
KAMU KESIMININ DIS BORCLANMASI
Dis borclanmada nominal faiz orani enflasyon oraninin cok dusuk oldugu ABD ve Avrupa ulkelerindeki faiz hadlerinden ve kredi verenlerin kur rizikosu ve aldiklari diger rizikolar icin ekledikleri paylardan olusur. Buna mukabil Turkiye’de nominal faiz hadleri disardan borclanmanin faiz hadlerinden yuksektir. Dis borclama devlete kur rizikosu yuklemektedir. Turk lirasinin tam konvertibilitesine ve sermaye hareket serbestisine 1989 da izin verilmesinden beri ozel sector disardan sinirsiz borclanabilmektedir. Hazine Mustesarligi kamu net borc stokunu hesaplamaktadir. Bu oran kamunun ic ve dis borcundan MB’nin net varliklarini, kamunun mevduatini ve issizlik sigortasi fonu net varliklarini duserek bulunmaktadir.
BORC YONETIMI
1984 de KHK ile borc nakit yonetimi Maliye’den alinarak Hazine Mustesarligina verildi. 1997 de hukumet faiz harcamalarini kontrol altina almak icin uluslararasi para fonunun IMF mali denetimini talep etti ve 1998’de IMF’in yakin takip denetimi basladi. 1999 da IMF ile stand by kredi antlasmasi imzalandi. Bunalimin ardindan hukumetler, IMF ye kredi karsiliginda verdikleri taahutler cercevesinde, GSYIH nin % 6.5 unu faiz disi butce fazlasi olarak kabul etmistir.
KONSOLIDE BUTCE DE DISIPLIN SORUNU
Harcamalarda hedeften sapmanin onemli nedeni hukumetlerin giderlerini gercekci bir sekilde tahmin etmemesi ve sonra bir yil icinde TBMM den ek odenek almasidir.
FON UYGULAMASI
Kamu fonlari; kanun, KHK ve bunlara istinaden idarenin duzenleyici islemleri ile olusturulan ve devletin temel butce mevzuati disinda kendi mevzuatina gore isleyen, kendilerine ait gelir ve harcama usulleri bulunan ve belli konulardda hizli ve yeterli kaynak kullanimini mumkun kilmak amaciyla olusturulmus bulunan kamu hesaplaridir.
Fonlarin kurulus amaclari; finansmanda ve harcamada esneklik ve hiz kazanmak, oncelikli harcama alanlarina gelir tahsis ederek, diger harcamalarin, butce ici rekabetinden korumak ve denetimden ve saydamliktan kacinmaktir.
KAMU IKTISADI TESEBBUSLERI
KIT ler 1930 larda temel tuketim sanayilerinin kurulmasinda, 1961 sonrasi ithal ikameci sanayilesmede, buyuk olcekli sermaye yogun ara girdi ureten sanayilerin, kurulmasinda rol oynadi.
Devletin KIT lari kurmadaki amaci; ozel sektorun yapamadigi yeni teknolojili buyuk yatirimlari yapmak, geri kalmis bolgelerde ekonomiyi canlandirmak, ithal ikameci sanayilesmeyi hizlandirmaktadir.
Liberal politika doneminde 1984 de hukumet Ozellestirme Idaresini kurdu. KIT ler ozellesmeye baslandi.
Ozellestirmenin Amaclari:
-Devletin ekonomideki sinai ve ticari aktivitesini en aza indirmek
-Rekabete dayali piyasa ekonomisi olusturmak
-Devlet butcesi uzerindeki KIT finansman yukunu azaltmak
-Sermaye piyasasini gelistirmek
-Atil tasarruflarin ekonomiye kazandirilarak buy olla elde edilecek kaynaklari alt yapi yatirimlarina kanalize etmek
Ozellestirmenin temel amaci, devletin ekonomide isletmecilik amacindan tumuyle cekilmesini saglamaktir.
1984 sonrasinda butceden KIT lere yapilan sermaye transferlerine son verildi. MB KIT lere uygun kosullu dolaysiz kredileri kesti. KIT ler ic ve dis piyasalardan yuksek faizlerle ve kur riskiyle borclanmaya zorlandi.
VERGI POLITIKASI
Turkiye’de dolayli vergilerin orani artarken, dolaysiz vergilerin orani ise azalmaktadir. Oysa gelirler ve servetle az cok orantili olan dolaysiz vergiler, mal ve hizmetlerin alimi satimi uzerinden alinan dolayli vergilerden daha adildir. Turkiye’de kamu ekonomisinin baslica sistemsel sorunlar, vergi kapsaminin darligi, vergi adaletsizligi, butce disiplinsizligi ve harcamalar uzerinde demokratik denetim zaafidir.
Türkiye ekonomisi
ÜNİTE 7
DUNYA EKONOMISINDEKI GELISMELER: TICARET VE SERMAYE HAREKETLERI
1970 ler Bretton Woods Sisteminin Cokusu
II Dunya Savasindan sonra yasanan refah ve buyume surecinin ozellikleri;
-Buyume etkisi ticaret kanallariyla baska ulkelere yayilmistir.
-Keynesyen politikalar hakim olmus ve hukumetler yatirim ve talep duzeyini belirleyerek iktisadi buyumeyi surdurebilmislerdir.
-Kuresel duzeyde kurulmus bir ticaret ve üretim sistemidir
-IMF denetiminde sabit doviz kuru yururlukte olmustur.
-Ulkelerin sermaye hesaplarini korumalari tesvik edilmis, ulkeler arasindaki iktisadi baglanti dis ticaret kanallari uzerinden yapilmistir.
-Hukumetler istihdam artisi ve gelir dagilimini duzenleyen Keynesyen talep politikalari uygulanmistir.
Bretton Woods para sistemi; dolarin altin karsiligini sabit kabul eden ve diger uluslarin paralarinin degerini dunya parasi (rezerv para) olan dollar uzerinden altina baglayan bir sistemdir.
Bu sistemde dollar birbiriyle celisen iki rol ustlenmekteydi;
-ABD nin ulusal para olmasi nedeniyle bu devletin ulusal politikalarina gore yonlendirilmesi
-Rezerv para (Dunya Parasi) olmasi nedeniyle diger ulusal paralar arasindaki degisim ve deger iliskisini duzenleme islerini yuklenmesidir.
15 Agustos 1971 yilinda ABD nin diger ulke merkez bankalarinin ellerinde bulunan dolarlari istenildiginde altina cevirebilecegi vaadini yerie getiremeyecegini aciklamasi Bretton Woods sisteminin cokusu oldu. Buda keynesyen politikalarinin terkedilerek neoliberal politikalara dogru bir gecisi dogurmustur. Ulus devletler sermaye hesaplarini giderek daha fazla birbirlerine duyarli hale getirmis bu gelisme iktisat yazininda surdurulemez uclu olarak tanimlanan bir ortami olusturmustur. Bu goruse gore ayni anda hem sabit doviz kuru, hem serbest seraye hareketleri ve hem de bagimsiz para politikasini yonlendiren temel kural dalgali kur sistemi olmustur.
Para sisteminin cokusu dunya mal fiyatlarindaki dalgalanmalari ve nihayet ardindan 1973 yili petrol krizini getirmistir. Petrol fiyatlarindaki artis ihracatci cevre ulkelerinin ticaret hadlerini bozarak, odemeler dengesi aciklarini arttirmistir.
1980 ler Sonrasi : Dis Borc Krizleri ve Dogrudan Finans Yukselmesi
ABD nin artan enflasyonu, cari aciklarina mudahale etmek amaciyla faiz oranlarini hizla yukseltmesi 1970 ler boyunca dusuk reel faizle borclanan cevre ulkelerin borc anapara ve faiz yukumluluklerini surdurulemeyecek olcude artirdi. 1978 petrol fiyatlarindaki ikinci sok artis cevre ulkelerin agirlikla ihrac ettikleri hammadde fiyalarinda gozlenen dususlerinde etkisiyle cevre ulkelerin borc krizine soktu. 1980 li yillarda Merkez ulkeler ABD ve Ingiltere Keynesyen politikalari terkederek enflasyonu dusurmeyi hedefleyen daraltici politikalari yururluge koydu. Bu politikalar kisa donemli istikrar politikalariyla orta vadeli yapisal duzenlemelerin uyumlastirilmasini hedefliyordu. Bu politikalarin ozellikleri:
-Ekonomilerin giderek daha fazla disariya acilmasi ve dis tic fazlasi yaratmak
-Yurtici talebin daraltilarak, uretimin ihracata yonlendirilmesi
-Ucretlerin kontrol altina alinmasi
-Kamu harcamalarinin daraltilarak, mali disiplin saglanmasi
-Kamu isletmelerinin ozellestirilmesi
-Mal ve sermaye piyasalarinin tumuyle serbestlestirilmesidir.
1980 li yillarda cevre ulkelere yapilan sermaye akimlari 2 sekilde olmustur.
-Resmi sermaye akimlari, yabanci ulke hukumetleri yada uluslararasi mali kurumlar tarafindan hukumetlere, resmi kurumlara ve firmalara verilen kredilerdir.
-Net ozel sermaye akimlari,
*Net dogrudan yatirimlar; bu tur yatirimlar gittikleri ulkelerde uretken yatirimlari arttirarak ekonomik buyumeye katki saglar.
*Diger kisa ve uzun vadeli net yatirimlar, faizi ve kur arbitrajlarindan yararlanarak yapila spekulatif yatirimlardir.
1980 lerin sonunda merkez ulkelerde bankacilik krizleri ve faiz oranlarinin dusmesinin ardindan merkez ulkelerdeki ozel sermaye yeniden cevre ulkelere yonelmistir. 1970 ve sonrasi donem cevre ulkeler acisindan hizla disa acilma sureci olarak gerceklesir. Asya’nin onemli sanayii timeline erismis olan Guney Kore, Hong Kong, Singapur,Tayvan gibi birinci nesil yeni sanayilesen ulkeler disindaki cevre ulkelerin buyuk cogunlugu halen dogal kaynak ve vasifsiz isgucune dayali sanayilerde yogunlasmaktadir.
Imalat sanayii icersinde ihracatlari hizla artan urunler, teknoloji yogun, yuksek arastirma ve gelistirme AR-Ge iceren mallardir. Turkiye bu urun kategorisinde dunya ihracatindaki % 6 lik payi ile tekstil sektorunde almistir. Tum ulkelerde, gida, demir disi esya ve birincil mallardan olusan I.Grup ihrac mallarinin paylari onemli olcude azalirken, dokuma, giyim, ayakkabi, orman urun., kagit ve tas topraga dayali mallar sanyiden olusan II.Grup urunlerde Guney Kore, Tayvan ve Cin’de bir azalma gorulurken diger ulkelerde bu urunlerin hracat paylari artmistir. Turkiye’de II.Grup mal ihacatinda bir tur kalicilik ve uzmanlasma sergilenmistir.
Cevre ulkelerde emek piyasasinin temel ozellikleri;
-Sendikalasma oranlarinin dusuklugu
-Kayitsiz emek kullaniminin yayginligi
-Cocuk emeginin kullanilmasi
-Asgari ucret sozlesmelerinin altinda isgucu istihdamlari ve uluslararasi calisma sozlesmelerinde aranan ozelliklerin olmamasidir.
Ticaret ve Sanayiilesme Deneyimi Uzerine UNCTAD Gozlemleri
Cevre ulkeleri arasinda dunya imalat sanayii geliri icinde payini arttiran ulke grubu Dogu Asya’nin birinci kusak yeni sanayilesen ekonomileri oldu. Bu ulkelerin Sanayileşme politikalari hic birinin dis ticaret ve yatirimlarinda hizla serbestlestirmeye gitmemeleri, üretim ticaret arasindaki dengeleri dikkate alan stratejik yonlendirici devlet politikalari izlemeleridir.
1980 SONRASI TURKIYE EKONOMISI : DISA ACILMA SURECINDE TURKIYE
Disa Acilma Surecinin Evreleri:
Turkiye ekonomisi 1960 ve 1980 arasi donemde, ithal ikameci politikalarla bicimlenen planli bir kalkinma surecinden gecti. Ithal ikameci sanayilesmenin temel ozellikleri:
-Korumaci dis ticaret politikasi uygulamasi
-üretim onceliginin yurtici pazarlara verilmesi
-Devlet hem dogrudan uretici hem de ozel sektorun gelisimini destekleyen bir guc olarak ekonomide belirleyici bir role sahip
-Uretici rolunun disinda devletin diger onemli islevi ise gelir ve istihdam politikalariyla ekonomideki talep artislarini tesvik etmektir.
En onemli neoliberal politikalarin miladi sayilabilecek olan 24 Ocak 1980 istikrar programidir.
Turkiye’nin 1980 sonrasi surdurdugu disa acilma politikalari 1980-89 ve sonrasi olm uzr iki alt doneme ayrilabilir. 1980-88 donemi Turkiye’nin dis ticaret hareketlerini serbestlestirdigi, agirlikla tic kanaliyla dunya ekonomisine eklemlendigi bir surectir. Ikinci donem 89 yilinda yururluge giren ve Turk Parasinin Kiymetini Koruma Kanunu’nda degisik yapan 32 sayili kararla baslamistir. Konvertibiliteye gecis olarak tanitilan bu kararla sermaye hareketlerinin serbestlestirilmesi saglaniyor ve yabancilarin yurticinde mevduat tutmalarina olanak taninarak, uluslararasi mali sermayenin Turkiye’ye giris cikisindaki tum engeller kaldiriliyordur.
Ilk donemde istikrar programinin ozellikleri:
-Daraltici para ve maliye politikalariyla yurtici talep ve enflasyonun bastirilmasi
-Surekli yapilan mini devaluasyonlar ve tesviklerle, uretimin ihracata yonlendirilmesi
-Fiyatlarin serbest birakilmasi KIT urunlerine surekli zamlarin yapilmasi
-Doviz kurlarina kontrollu esneklik kazandirilmasi
-Ucret artislarinin baski altinda tutulmasi
Dis Ticaretin Yapisindaki Gelismeler:
1938 sonrasinda Turkiye’nin ticaret fazlasi verdigi tek yil 1946 yilidir. Ve bu yil disinda ticaret acigi duzenli olarak artmistir. 80’li yillarda toplam ihracat icersinde sanayii mallarinin payi artmistir. Tarimsal urunler gerilemistir. Madencilik ise son derece sinirli kalmistir.
Turkiye’nin ithalati sermaye ve ara mallari agirliklidir. Piyasalarda dunya rekabeti iki ana kanalda surmektedir;
-Marka yaratmak
-Maliyet avantajlarina sahip olmaktir.
Turkiye makine, elektrikli esya ve tasit araclari sanayii ihracatinda onemli bir gelisme sergilemektedir.
Turkiye 1 Ocak 1958 Roma Ant ile kurulan AET’na ilk basvuran ulkeler arasinda yer aldi. (31 Temmuz 1959)
-12 Eylul 1963’te yururluge giren Ankara Antlasmasi ile Turkiye’nin AB’ye uyeligi icin ilk hukuksal adim atilmis oldu.
-23 Kasim 1970’de imzalanip 1 Ocak 1973’de yururluge giren Katma Protokol ile gecis donemi basladi.
-1978 yilinda ekonomide yogunlasan krizlerden dolayi iliskiler askiya alindi.
-AB ile olan iliskiler 1986 yilinda toplulugun ortaklik antlasmasini, yeniden gundeme getirmesiyle basladi.
-Turkiye 1 Ocak 1995 tarihinde Gumruk Birligi surecine girdi. Turkiye AB’ye uye olmadan gumruk birligine giren ilk ulke olmustur.
Ulkeler duzeyinde bakildiginda ise ticaretteki onemli paya sahip sirasiyla Almanya’ Italya, Ingiltere ve Fransa’dir.
Odemeler Dengesi Icinde Sermaye Hareketlerinin Yogunlugu:
Odemeler Dengesi: Bir toplumun dis dunya ile kurdugu mal, hizmetler ve sermaye hareketleri sonucunda olusan parasal akimlarin muhasebelendirildigi bir tablodur. Tablonun uc temel hesap grubu vardir:cari islemler, sermaye hesabi ve rezervlerdir. Ulkelerin dis dunya ile muhasebelestiremedikleri, kontrol disi hesaplar ise Net hata ve noksan hesabinda yer alir.
Cari hesapta dort kalem vardir. Mal ticareti, hizmet ticareti, yatirim dengesi ve cari transferler. Mal ve hizmet ihracati pozitif, ithalati ise negative kaydedilir. Cari transferlerin temel kalemleri ise isci dovizleri, bedelsiz ithalat ve resmi transferlerden olusmaktadir.
Sermaye hesaplarinda uc tur ana hesap vardir; net dogrudan yatirimlar portfoy hesaplari ve diger net yatirimlar.
Türkiye ekonomisi
ÜNİTE 8
32 SAYILI KARAR VE FINANSAL DERINLESME
Turkiye ekonomisinin dunya pazarina acilmasi 80-83 donusumu ile baslamis 89-90 da tamamlanmistir.
Turkiye ekonomisi 90 li yillarda tamamiyla disa acik bir ekonomi konumuna girmistir. 90 larda Turkiye finansal serbestlesme konumuna girmistir.
Finansal Serbestlesme: genellikle hukumetlerin gelismis ulkelerin uluslararasi finansal faaliyetlerini, kendi ulkelerine cekmek icin bankacilik, finans sistemi uzerindeki denetim ve kisitlamalari kaldirdigi yada onemli olcude azalttigi deregulasyon uygulamalarinin bir sonucu olarak gosterilmekte ve ekonomilerin uluslararasi sermaye akimlarina acilma sureci olarak ifade edilmektedir. Turkiye somut olarak 89 yilinda aldigi 32 sayili karar ile kambiyo rejimini tamamen serbestlestirmis ve odemeler dengesinin sermaye hareketleri kalemlerini dogrudan dogruya uluslararasi finans sermayesinin spekulatif hareketlerine acmistir.
32 sayili kararin getirdigi yenilikler:
-Turkiye’de yerlesik kisiler doviz alabilir ve bulundurabilir
-Yerlesik olmayan kisilere verdikleri hizmet karsiliginda dovizi ulkeye getirebilirler
-Yurtdisinda yerlesik kisilerin IMKB da kota edilmis ve sermaye piyasasi kurulu izniyle cikarilmis her turlu menkul kiymeti alma ve satmalari serbesttir.
-Yerlesik kisilerin banakalar ve ozel finans kurumlari vasitasiyla yabanci borsalarda kote edilmis menkul kiymetleri, MB tarafindan alim-satimi yapilan yabanci para birimleri cinsinden, hazine bonosu ve devlet tahvili satin alip satmalari ve bu kiymetlerin bedellerini yurtdisina transfer etmeleri serbesttir.
-Turkiye’de yerlesik kisilerin yurt disindan menkul kiymet getirmeleri ve yanlarinda yurtdisina cikarmalari serbesttir.
-Yurtdisindan doviz kredisi almaks serbesttir.
-Turkiye’de yerlesik olmayanlarin TL hesabi actirmalari ve bu hesaplara iliskin anapara ve faizleri TL veya doviz olarak transfer etmeleri serbesttir.
-Turkiye’de yerlesik olmayan kisilerin doviz almalari ve transfer ettirmeleri ve yurtdisina TL lirasi gondermeleri serbesttir.
Turkiye Ekonomisinde Finansal Derinlik:
Finansal derinlik: cok iyi duzenlenmis ikicil piyasalara sahip olmak. Iktisat literaturunde Mc Kinnon-Shaw tezi olarak bilinen ortadoks yaklasima gore finansal serbestlik tasarruf ve yatirim davranislarini uyaracak dolayisiyla kalkinma temposunu hizlandiracakti.
Bu donemde Turk finansal sisteminin gelisimini belirleyen uc ana surec vardir:
-Birinci finansal serbestlesme cercevesinde gelistirilen araclarin cogunlugu, kamu kesimi aciginin finanse edilmesi icin yaratilan, menkul degerlerin olusturulmasi
-Ikincisi, TL nin yabanci para birimleri ile ikamesinin dogurdugu tehdit
Dolarizasyon: ABD disindaki bir ulkede dolarin ulke icindeki islemlerde kullanilmasi
-Ucuncusu; spekulatif kisa vadeli sermaye hareketlerinin ulusal finans piyasalarinda ve giderek reel ekonomide neden oldugu istikrarsizliktir.
1980 sonrasinda Turk mali piyasalarinda finansal araclar cesitlenmis ve ulusal gelire orani gorece olarak artmistir.
Devlet ic borclanma senetlerine dayali finansal serbestlesmenin mali piyasalarda uc temel etkisi vardir:
-Kamunun maliye politikasi, MB nin parasal politikalarini ikame ederek kamuya sinirsiz bir kredi hacmi sunmustur.
-Hazineye finansal piyasalarda bir tekel konumu yaratarak kredi havuzunun dagitiminda etkinlik olculerini ve verimlilik beklentilerini gecersiz kilmistir.
-DIBS lerin duzensiz araliklarla ve buyuk boyutlarda piyasa giriyor olmasi sonucu, para carpani dalgalanmaya ve belirsizlige itilmistir.
Toplam mevduattaki artisin en onemli unsuru doviz tevdiat hesaplaridir.
Finansal Serbestlestirme Surecinde Beklentiler ve !990’lar Turkiyesi
Beklentiler:
-Yurtici ve yurtdisi tasarruflar mali sisteme aktarilacak, dolayisiyla kredi hacmi genisleyecek.
-Ulusal mali piyasalarda belirlenen yurtici faiz haddi dusecek ve uluslararasi faiz oranina yaklasacak
-Ucuzlayan sermaye maliyeti ve genisleyen kredi hacmi sayesinde sabit sermaye yatirim harcamalari artacak ve ekonominin buyume hizi yukselecektir
Finansal serbestlesme sureci Turk ekonomisinde neoliberal beklentilerin tam tersini dogurmustur. Bunlar;
-1990 lar boyunca mali piyasalarda derinlesme saglanmasina-mali tasarruflarin kredi hacminin genislemesine hizmet etmedigi ve uretken yatirimlari artirmak yerine finansal spekulatif faaliyetler arasinda carcur edildigi gorulmektedir.
-Reel faiz oranlarinda herhangi bir dusus yasanmamis tam tersine reel faiz yuku giderek artmistir.
Finansal arbitraj geliri: Dis sermaye akimlarina acik bir ekonomide yurticinde TL cinsinden sunulan faiz ile kurdaki deger kaybi arasindaki fark, finansal spekulatorun arbitraj gelirini vermektedir.
2004 Mayis ayi itibariyle TL son 20 yilin en degerli konumundadir.
SPEKULATIF YONLU BUYUME
Yapisal olarak asiri degerli ulusal para ve ucuz dovize dayali ithalat patlamalari dis borclanmayida uyarmaktadir. Ozellikle sicak para girislerinin sagladigi asiri degerlenme, bir yandan ithalat maliyetlerini ucuzlatip iktisadi buyumeyi finanse ederken, diger yandan da finansal piyasalarda spekulatif kazanclari ozendirmistir.89 sonrasinda Turkiye ekonomisinde buyume dogrudan dogruya finansal sermaye hareketlerine tabi durumdadir. 2 de buyumenin ardinda kaynagini henuz bilmedigimiz sermaye girislerinin yarattigi konjonkturel dalgalanma yatmaktadir. Bu sartlar altinda Turkiye’de 1990 sonrasi buyumenin spekulatif-yonlu itelikler tasidigi gozlenm
Türkiye ekonomisi
ÜNİTE 9
1994 KRIZI, 5 NISAN KARARLARI VE SONRASI
1989 da konvertibilite karari ile baslayan finansal serbestlesme surecinde uygulanan yuksek faiz asiri ucuz doviz politikasi sonucunda, ticaret aciklari artmis, uretici sektorlere yonelik sabit sermaye yatirimlari azalmistir. 1994 sonrasinda ulusal ekonomide krize uyum surecinde uygulanan politika siki para politikasi ve ucretlerin bastirilarak talebin daraltilmasidir. Sermaye kesimindeki dar bogazin acilmasi icinde isgucu maliyetlerinin dusurulup, istihdamin azaltilmasi hedeflenmistir.
1994 sonrasi krizin finansal piyasalardaki yansimasi ise devlet ic borc senetlerinin artan faiz yuku ve ic borc stokundaki hizli yukselmedir.
2000 ENFLASYONU DUSURME PROGRAMI
1999 sonuna gelindiginde, Turkiye ekonomisinde bir topyekun reform sureci hedeflenmistir. Basbakanlik hazine mustesarligi ve MB tarafindan IMF ye sunulan 9 Aralik 1999 tarihli niyet mektubu boyle bir stratejinin ilk adimidir. Enflasyon dusurme dez-enflasyon hedefini on plana cikartan bu hedef etrafinda bir dizi yapisal donusumu detayli bir sekilde planlayan niyet mektubu, Turkiye ekonomisinin 2000 li yılların basindaki birikim ve buyume stratejisini de ortaya koymaktadir.
2000 Enflasyonu Dusurme Programinin Ana Unsurlari
Bu programin 3 temel unsuru vardir;
-Faiz disi butce fazlasi icin belirlenen hedeflere bagli olarak kamu harcamasinda tasarrufa gidilmesi
-Hedeflenen enflasyon oraniyla paralel olarak paranin dis deger kaybi orani icin onceden ilan edilen bir takvim
-MB nin net dis varlik durumu icin likidite üretim mekanizmasi olusturan ve MB’ni yari para kurulu olarak hareket etmeye yonlendirecek bir parasal dozen
Programin Enflasyon Hedefleri Altinda Kamu Kesimi Dengesi
Program uygulayicilari Turkiye’deki enflasyon surecinin gercekte bir guven eksikligine ve enflasyon beklentilerine endeksli yapiskan bir enflasyon oldugundan hareketle, programi kamu maliyesi, para ve doviz kuruna iliskin yasal tedbirler ile desteklemeyi yeglemislerdir. Kanunun harcamana ve gelir kalemlerini de denetim altina almayi dusunmustur. Kamu kesimi temel dengesi, merkezi butce, butce disi fonlar, yerel yonetimler, finans sektoru disinda faaliyet gosteren kamu tesebbusleri, MB ve kamu bankalarinin gorev zararlarini kapsamaktadir. Hedeflere ulasmak icin, ana gelir kaynagi olarak basta ozellestirme gelirleri daha sonra vergi oranlarinin arttirilmasi ve cari harcamalar, personel harcamalari, sosyal guvenlik kuruluslarina yapilan transfer harcamalarinin azaltilmasi planlanmistir.
Para ve Doviz Politikalari
2000 istikrar programi ana hedefi, para ve doviz kuru gelismelerinin onceden tahmin edilebilir kilinmasiyla yerli ve yabancilar icin finansal yatirimlarin getirisi uzerindeki belirsizligin azaltilmasiydi.
Para Tabani=Net dis varliklar+Net ic varliklar
Yapisal Duzenlemeler
Maliye politikasinin hedeflerini desteklemek icin ozellestirme uygulamalarina ek olarak tarimsal destekleme, sosyal guvenlik, kamu maliyesi ve bankacilik sisteminde denetim ve gozetim konularini iceren bir dizi yapilanmayi icermektedir. Program sosyal guvenlik sistemine iliskin olarak, 99 Eylul’unde onaylanan emeklilik kadin icin 58, erkekler icin 60’a cikaran yasaya ek olarak prime esas olan ucret tavaninin 1 Nisan 2001 de asgari seviyenin 4 kati, Nisan 2002 de asgari seviyenin 5 katina cikarilmasi planlanmaktadir. Butce disi fonlar kapatilacaktir. Ancak programin en az tartisilmis ve belirsizlik iceren tarim kesimine yonelik onerileri tarim sektorunun fiyat tesvik sisteminden iki yillik bir sure icinde, Dogrudan gelir destedi sistemine gecilmesidir.
Istikrar Programi Altinda Turkiye Ekonomisi’nde 2000 Yilindaki Gelismeler
GSYIH’nin bilesenleri icinde en hizli gelisme ticaret ve sanayi sektorlerinde gorulmus, insaat sekttorundeki daralma yilin ilk ceyreginde de surmustur. Mal ve hizmet ithalati artmis, ihracat artisi ancak yilin ikinci ceyreginde uyarilabilmistir.
Programin 2000 yilindaki ilk uygulamasinda, enflasyonun hedeflerin gerisinde kalmasinin cesitli nedenleri olmasina karsin, temel neden ic talep baskisinin, dusen faizler nedeniyle artarak fiyat hareketlerini ivmelendirmesidir. Talep artislari da doviz capasi altinda asiri degerlenen kurun yarattigi ithalat ile karsilanmistir.
Enflasyonla Mucadele Programi ve Turkiye Ekonomisinde Bozulan Dis Dengeler
Turkiye’nin enflasyonla mucadele programi sicak para ve spekulatif sermaye bereketleri yoluyla buyumenin tesvik edildigi 90li yılların politikalarini benimsemistir. Olumlu gelismeler kara carsamba diye anilan 22 Kasim’dan baslayarak tersine donmustur. Yabanci finansal sermaye icin elverisli sartlar ortadan kalkmis ve mali piyasalar aniden sermaye cikislarindan kaynaklanan bir para kriziyle karsi karsiya kalmislardir. Doviz girislerinin birden bire yon degistirmesi sonucunda MB nin net dis varliklari azalmis, bankalar arasi gecelik faizler yukselmistir. 24 Kasim sonrasinda MB artik para kurulu gibi calismak yerine nihai kredi mercii islevini yeniden ustlenmistir.
Para Kurulu: Sabit bir oranda bir yabanci para veya baska bir dis varliga istek uzerine cevrilebilen kagit ve ufaklik parayi piyasaya surebilme yetkisindeki bir kurumdur.
Nihai Kredi Mercii: finansal sorunlar yasayan banka ve diger yetkili kuruluslara borc veen kurumdur. Genellikle ulkenin MB’dir.
IMF dayanikli modelin yurutulmesinin asgari kosullari;
-Kamu kesimi aciklarinin buyuk oranlarda azaltilmasi
-Yurtici piyasalarinin ve kamunun Mb dan kredi ihtiyacinin asgaride tutulmasi
-Bankalarin likit olmasi, dolayisiyla gerektiginde TL,ye cevrilebilecekleri pozisyonlarin olmasidir.
GUCLU EKONOMIYE GECIS PROGRAMI VE NIYET MEKTUPLARI
Kur Capasina dayali enflasyonu dusurme programi; Enflasyonla mucadele amaciyla doviz kurunun temel nominal capa olarak kullanildigi enflasyonu dusurme programidir. Bu programda yuksek enflasyona sahip ulke, dusuk enflasyon gelecegine sahip ulke parasina, parasini sabitleyerek o ulkeden dusuk enflasyonu ithal etmeye ve boylece ulke icinde fiyat istikrarini saglamaya calisir.
Guclu ekonomiye gecis programi (GEGP) temel amaci: Guven bunalimi ve istikrarsizligini ortadan kaldirmak, bird aha geri donulemeyecek bir sekilde kamu yonetiminin ve ekonominin yeniden yapilandirilmasina yonelik altyapiyi olusturur.
GEGP suregelen krizi basilica iki nedene baglar;
-Surdurulmez ic borc dinamigi
-Basta kamu bankalari olm uzr mali sistemdeki sagliksiz yapi
GEGP’nin temel arac ve amaclari;
-Dalgali kur sistemi icinde enflasyonla mucadelenin kesintisiz ve kararli bir bicimde surdurulmesi
-Bankacilik sektorunde hizli ve kapsamli bir yeniden yapilandirma; boylece bankacilik kesimi ile reel sector arasinda saglikli bir iliskinin kurulmasi
-Kamu finansman dengesinin bird aha bozulayacak sekilde kurulmasi
-Toplumsal uzlasmaya dayali, fedakarligin tum kesimlerce adil bir bicimde paylasilmasini ongoren ve enflasyon hedefleri ile uyumlu bir gelirler politikasinin surdurulmesi
DIS BORC YUKUNUN EKONOMIYE VE KALKINMA STRATEJILERINE ETKISI
IMF programlarinin amaci; Turkiye’nin vadesi gelmis ic ve dis borclarini cevirmesini saglayarak, uluslararasi s ermayenin guvenini saglamaktir. Turkiye ekonomisi artik dis kaynaga bagimli hale gelerek’ kendi oz kaynaklari ve kurumsal yapilari ile buyumenin altyapisini olusturamaz durumdadir.
IMF programinin ana kurgusu, kismi denge yaklasimi altinda borc dinamigini veren cebirsel esitlige dayanmaktadir. Kamu net borc stokunun milli gelire orani, faiz oraninin artmasi sonucu yukseltmekte, ekonominin buyumesiylede azalmaktadir. Kamunun faiz disi fazlasinin milli gelire oran olarak buyuklugu, borc stokunu azaltan diger bir faktordur.
1 yorum
çok iyi baya işime yaradı cidden
Yanıtla